Gürültü Yapan Komşuya Karşı Haklar Nelerdir?
- Mine Akpınar
- 1 saat önce
- 3 dakikada okunur

Toplu yaşam alanlarında özellikle gece 22:00–01:00 arasında ortaya çıkan gürültü, hem komşuluk hukuku hem de ceza hukuku kapsamında değerlendirilen önemli bir uyuşmazlık türüdür. Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesindeki gürültü kabahati, Gürültü yapan komşuya karşı şikâyetlerde sıkça başvurulan hukuki araçlardır. Ayrıca 2872 sayılı Çevre Kanunu’na bağlı yönetmelikler de gürültü düzeyine ilişkin sınırları ve uygulanabilecek yaptırımları belirlemektedir.
Aşağıda, Yargıtay’ın emsal kararları ışığında üç kritik soruya ilişkin değerlendirme yer almaktadır.
1. Gürültü Yapan Komşu Şikâyetlerinde Mahkemelerin Delil Değerlendirmesi
22:00–01:00 saatleri arasındaki gürültü şikâyetlerinde mahkemelerin dikkate aldığı başlıca deliller şöyledir:
Komşu Tanıkları ve Apartman Sakinlerinin Beyanları
Aynı binada yaşayan kişilerin ifadeleri çoğu davada belirleyicidir. Gürültünün hangi sıklıkta ortaya çıktığı, yaşam düzenini nasıl etkilediği ve rahatsızlığın sürekliliği tanık anlatımlarıyla desteklendiğinde mahkemeler bu beyanlara güçlü delil niteliği tanır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 05.04.2022 tarihli, 2022/3634 Es. 2022/9344 K. sayılı ilamı: Bu kararda, gece saatlerindeki yoğun gürültüye dair komşuların ifadeleri, kolluğa yapılan ihbarlar ve tutanak içerikleri birlikte değerlendirilerek, rahatsızlığın soyut bir iddia olmadığı; aksine süreklilik gösteren, somut ve belirgin bir ses rahatsızlığı bulunduğu kabul edilmiştir.
Polis/Jandarma Tarafından Düzenlenen Tutanaklar
Kolluk güçlerinin olay yerine intikali sonrası düzenlediği tutanaklar, gürültünün ne zaman, ne şekilde ve hangi yoğunlukta gerçekleştiğini ortaya koyması nedeniyle önem taşır. Mahkemeler özellikle “gece saatlerinde yüksek sesli müzik” veya “tekrarlayan bağırma ve benzeri eylemler” gibi kayıt altına alınmış tespitleri dikkate almaktadır.
Ses ve Görüntü Kayıtları – Teknik Ölçümler
Tarafların sunduğu telefon kayıtları, video görüntüleri ve bilirkişi incelemesine elverişli dijital materyaller, gerektiğinde uzman görüşüyle desteklenerek dosyaya güçlü delil olarak yansıtılır.Desibel ölçümleri ise, yönetmeliklerde belirtilen teknik kriterlere uygunsa mahkemelerin değerlendirmesinde etkili olmaktadır (örneğin 50 dB(A) seviyesinin üzerinde ölçümler).
2. Normal Yaşam Gürültüsü ile “Huzur ve Sükûnu Bozan Gürültü” Ayrımı
Mahkemeler gürültünün hukuki niteliğini belirlerken, davranışın kast içerip içermediği ve süreklilik arz edip etmediği üzerinde durmaktadır.
Olağan Ev Gürültüleri
Gündelik yaşamda ortaya çıkan; çocuk sesleri, temizlik faaliyetleri, evde kullanılan makinelerin çıkardığı sesler genel olarak “olağan ev faaliyeti” sayılır ve hukuki yaptırımla karşılaşmaz.
Olağan Dışı ve Rahatsızlık Vermeye Yönelik Gürültüler
Gece geç saatlerde yüksek sesle müzik açılması, kasten mobilya çekilmesi, zemine vurulması veya düzenli şekilde çevreyi rahatsız eden davranışlar ise “huzur ve sükûnu bozucu” olarak değerlendirilir.
Kast Unsuru
TCK 123 çerçevesinde cezai sorumluluk için davranışın bilerek ve rahatsızlık vermeye yönelik gerçekleştirilmesi gerekir. Bir defaya mahsus gürültüler veya istem dışı oluşan sesler bu kapsamda değerlendirilmeyebilir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 01.11.2023 tarihli, 2023/1612 Es. 2023/4622 K. sayılı kararı: Kararda, çocukların normal oyun aktivitelerinden kaynaklanan seslerin suç oluşturmayacağı, ancak gece vakti bilinçli şekilde mobilya sürükleme veya zemine vurma gibi davranışların kast unsurunu taşıdığı ve huzur bozmaya yönelik kabul edilebileceği vurgulanmıştır.
3. Gürültü Uyuşmazlıklarında Apartmanlardaki Ses Yalıtımının Etkisi
Toplu konutlarda bina yapısı ve yalıtım durumu, gürültünün etkisini doğrudan değiştirdiğinden mahkemelerin değerlendirmesinde önemli bir parametredir.
Bina Yapısı, Yaşı ve Yalıtım Eksiklikleri
Eski binalarda ses yalıtımının yetersiz olması nedeniyle normal ev faaliyetleri bile komşulara abartılı şekilde yansıyabilir.Yargıtay’ın 2023 tarihli kararında, binanın fiziksel yapısından kaynaklanan bu tür seslerin “kasten rahatsız etme amacı” taşımadığı ve cezai sorumluluk doğurmayabileceği belirtilmiştir.
Yalıtımın İyileştirilmesi Gereken Durumlar
Bazı uyuşmazlıklarda mahkemeler,– bina yönetimi,– gürültüye sebep olan daire sakinigibi taraflardan ses yalıtımını artırıcı önlemler alınmasını isteyebilir. Müzik çalışma odası, yüksek sesli hobiler veya özellikle gece vakti gürültüye sebep olan faaliyetlerde bu tür tedbirler daha sık gündeme gelir.
Gece 22:00–01:00 arasında yaşanan gürültü sorunlarında mahkemeler, olayın kasıt unsuru taşıyıp taşımadığını, gürültünün olağan sınırları aşıp aşmadığını ve rahatsızlığın sürekliliğini değerlendirir.
Öne çıkan ölçütler şunlardır:
Tanık, tutanak ve teknik ölçümler gibi somut deliller belirleyicidir.
Normal yaşam sesleri cezai sorumluluk doğurmaz; ancak kasıtlı şekilde tekrarlanan ve rahatsızlığın sürdüğü durumlar huzur ve sükûnu bozma kapsamında kabul edilir.
Ses yalıtımı, gürültünün etkisini artıran ya da azaltan önemli bir unsur olduğundan, mahkeme kararlarında mutlaka dikkate alınır.
Binanın kusurundan kaynaklanan ve kast içermeyen gürültüler sorumluluk oluşturmayabilir; fakat yalıtımsız binada bile kasıtlı yüksek ses sorumluluk doğurur.
Bu değerlendirmeler ışığında, gece gürültü şikâyetlerinde doğru delil toplama ve hukuki süreci teknik olarak takip etme büyük önem taşımaktadır.


